Thursday, August 03, 2006

Boğaz Manzarasında Sabah Keyfi

Günün en aydınlık saatleri insanların yavaş yavaş gündelik sıkıntılardan kurtulmaya başladığı akşam üstü saatleridir.Eser buna inandığı için sağ tarafından elini kolunu sallayarak küfreden şöföre hiç aldırış etmiyordu.Sabah uyanmanın kimi insana verdiği mutsuzluk yada cıvıldayan kuşlardan çalınmış pür neşe doğru bir gösterge olamazdı,birisini sevmek,kızmak yada nefret etmek için.İstanbulun sabah trafiğinin son derece sinir bozucu olduğu da aşikardı,bunu düşünerek hala kendisine saydırmakta olan Güner e.

-Lan şerefsizin çocuğu,babanın yolu mu lan bura beklesene sağda.

Güner içinse son derece yorgun bir sabahtı akşam 21 00 da aldığı taksiyi geri götürüyordu ve artık bu mesleğin kendisi için sürekli açılıp kapanan bir mezar olduğunu düşünüyordu.Gece bir travesti arabayı çizmişti ve burnuna gelen kesif koku arka koltuğa kusan sarhoşun bir rüya değil gerçek olduğunu gösteriyırdu.Üzülmüştü aslında sarhoş gence,içme sebebi boynuzlanmaktı ve saf bir tipe benziyordu.Yeni aldığı evi üzerine yaptığı nişanlısı avukata evin satışı için vekalet verip sözde arkadaşı olan aşığı ile kaçmıştı.Düzenin çok değiştiğini düşünüyordu artık Güner,karısını çok seviyordu ona bir gün olsun değil el kaldırmak bağırmış değildi arada sinirlenip en fazla küsüyordu,nihayetinde Güner'in gonca yaprağıydı o,ancak kadın erkek eşitliğinin böyle bir yorumunun yanlış olduğunu düşünüyordu ilk okul mezunu bilgisiyle.Telefonu cebinde kımıldamaya başladı.

-Alo
-Abi 12 saattir çalışıyorum zaten yapma gözünün seviyim.
-Hmmf...peki abi tamam görüşürüz.

Telefonu kapattı.

-Orospu çocuğu.

Değil 2 saat 2 dakika fazladan çalışıcak gücü yoktu ama doyurduğu boğazları düşünüp mecburum dedi kendi kendine ve yol yordam bilmeden İstanbul a gelen aklına küfretti.

Eser işyerine varmış ve arabasını parkedip asansörle kendi katına çıkmıştı bile.Kahverenginin bu ofisteki hakimiyeti yine ansızın içini karartmış ve pattronuyla olan sorunları bir anda aklına gelivermişti.Hak ettiği saygıyı görmüyordu,o bir yüksek mühendisti ve kendisne öyle davranılmalıydı.Patronuysa ona mühendis gibi davranmak şöyle dursun parayla satın aldığı bir orospudan ayırmıyordu.Bunun aciliyetle değişmesi gerekiyordu dakat hayatının hiç bir noktasında baskın yada kişiliğini ortaya koyan biri olamayan Eser bu konuda ne yapması gerektiği konusunda bir şey bilmiyordu.Bunu aşk böcüğü-birbirlerini böyle çağırırlardı-biricik eşi Özlem e açtığında ise Özlem in ne anlattığını şimdi hiç hatırlamıyordu.Bu koridoru yürümek sandığından zordu ve tansiyonun tırmandığını hissediyordu.Sekreter Muhterem Hanım ı gördüğünde gülümsemek zorunda hissetti kendini,çünkü bu şirkette kendisine adam gibi davranan bir tek oydu.

-Günaydın Eser Bey
-Günaydın
-Alp Bey sizi görmek istiyor
-Kendisi geldi mi ki beni görmek istiyor.
-Evet yerinde gelri gelmez odama gelsin dedi.
-İyi ya.Kolay gelsin size.
-Sağolun.

Bu kendisi için bir fırsat olabilirdi.Sonuçta Alp baba parasıyla züppelik yapmaktan sıkılmış ve babasının şirketlerinin birinin başına geçmiş eğitimsiz konuşmayı bilmeyen bir hödüktü.Sonunda istediği zammı alablecekti.Gülümsedi kendi kendine.Kapıyı araladı.

-Gel Eser gel içeri kapıyı da kapa.
-Günaydın Alp Bey beni çağırmışsınız.
-Evet öyle,otur bakalım yada oturma,babamdan bu işi alırken bu kadar zor olucaını tahmin etmezdim hemen söyliyeyim de kurtulayım ben seni kovuyorum Eser.
-Nasıl?Nasıl olur imkansız tek mühendisiniz benim.
-Bizim köyden bi akrabanın oğlu var o yeni mühendis çıkmış onu alacaz.

Eser in insanlara kızmamak için yarattığı tüm bahaneler bir anda tükenmişti.O kadar sinirlenmişti ki istese sadece bağırark bu odayı yerle bir edebilirdi,öyle hissediyordu.

-Lan hayvan ben çıkıyorum lan bu işten,bi boktan anlamayan davarlar sürüsü.Batın da görün.
-Bak adam gibi konuş,adam gibi muamele gör kırarım ağzını yüzünü siktir git lan ofisimden.
-Sen siktir.

Ardından kapıyı kapayan eser otoparka nasıl indiğini hiç hatırlamıyordu.Ne olduğunu soran Muhterem Hanım a ters ters homurdanmış olabilirdi ama umrunda da değildi artık.Arabasına bindi,kontağı çevirdi.

-Çalış soktuğumun arabası çalış.
-Çalış laaaaaaaaaaaan.

Herşey ancak bu kadar boktan gidebilirdi.Küfürler yağdırdığı arabsına sağlam bir tekme attı.Olayın sıcaklığıyla farketmediği acı otorpark merdivenlerinin yarısından sonra topallamasına neden oldu ama hala hızlıo adımlarla caddeye doğru yürüyordu.

Güner son iki saatinin ikinci ve son yolcusunu lüks binadan çıkan gri paltolu ve çaresizce etradında taksi arayan adam olarak seçmişti.Sağa yanaştı.İnşallah kısa mesafeydi.Arabanın arka kapsından binen adama döndü,sordu.

-Ne tarafa gidelim abi.

İkisi de birbirini tanıdı

-Ebenin amına gidelim ebenin amına.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home